HEP İLK OLDULAR, ÖRNEK DAVRANIŞLARA İMZA ATTILAR

Hz. Ömer’in  oğlu Abdullah ( Allah onlardan razı olsun) bayramda giyecek elbisesi olmadığı için babasından para ister; ama maaş gününe on beş gün var.

Koca Halife, hazırda parasının olmadığını söyler.

Oğlu Abdullah’ın ısrarı üzerine, maliye memuruna gidip talimatını iletmesini söyler.

Talimatı duyan memur imzalı, mühürlü evrak getirmesini isteyerek Ömer’e gönderir tekrar.

Hz Ömer (Ra) , on beş gün sonra alacağı maaşı öne alması talimatını verir, imzalar, mühür basar ve gönderir.

 Evrağı gören maliye memuru, tekrar  iade eder ve ” Ömer on beş gün daha yaşayacağı garantisini veren bir evrak imzalasın” der.

 Hz.Ömer, “Memurumun böyle yapacağını biliyordum; hele bir verseydi maaşı; yapacağım belliydi” der.

Devlet malı, kul hakkı, yetim hakkı konusunda cesur davranan, korkusuz olan, kanıksayan idareciler ibretlik bu anekdotu dikkate almalıdırlar.

Sadece idareciler mi? Memurlar için de çok uyarıcı dersler var!

Affedilmeyen bir hakkı cesurca boğazından geçirenlerin cesaretine şaşmamak elde değil!

Hz Ömer’in oğlu Abdullah ile Hz Ebubekir’in oğlu ( Allah hepsinden razı olsun) sokakta oynarlarken, Ebubekir’in oğlu ” uzun emelli adamın oğlu’ der Ömer’in oğluna.

Bunu duyan Ömer derhal Peygamberimizin (as)  huzuruna çıkar ve durumu şikayet eder.

Allah Resulü Ömer’e sorar,”Ölüm sana ne kadar yakın” der. ” Akşam yatar, sabah belki kalkamam” der.

Ebubekir’i çağırır ve aynı soruyu sorar, “Ölüm bana, nefesimi alır, tekrar veremeyecek kadar yakındır” der.

 Resulullah Ömer’e, “İşte sen uzun emellisin” der.

 Hırs, tamah, açgözlülük, dünyaya bağlılığı artıyor, ahireti kaybettiriyor.

Yoksa çalışmak, daha çok üretmek, hizmet etmek , gayretli olmak yasaklanmıyor , tersine tavsiye ediliyor, sevap kazandırıyor.

Yeter ki, Allah rızası için, insanlık için olsun!