“Dokuz köyden kovulmak” diye bir deyim vardır. Ama herkes kovulmaz; doğruyu söyleyenler kovulur; dokuz köyden.
Her anne bir kadındır ama her kadın bir anne değildir. Kimyası bozulmadan önce bekâr kadınların ve erkeklerin evlenince bir hayali vardı; kız olursa Fatıma erkek olursa Ali koyacaklardı çocuklarının adını.
Modernizm ve kapitalizm buna izin vermedi. Ve özgürlüklerini ellerinden aldı kadın ve erkeklerin. Sözde kilisenin, sinagogların ve dinlerin baskısından kurtararak özgürleştirmişti insanları.
Modernizm bir tüketim toplumu inşa etti ve her şeyi tüketti. İlk başta kutsalları tüketti. Modernizm tanrıya tek tanrıya karşıydı ve onu yok sayıyordu. Ama tek tanrı yerine insan sayısınca tanrı üretti. Yani bir sinek dahi yaratamayacak olan insana tanrılık rolü üfledi. Ve aldattı onu. İşte sana özgürlük tanrı olacak kadar özgürlük dedi. Ama köleleştirdi.
A’dan Z’ye kadar her şeyini dizayn ve kontrol etti. Düşünce merkezleri kurarak nasıl düşüneceklerini; medya merkezleri oluşturarak neye inanacaklarını;Moda merkezleri oluşturarak nasıl giyineceklerini; gıda merkezleri oluşturarak ne yiyeceklerini; fuhuş merkezleri kurarak nasıl cinsellik yaşayacaklarını; sözde bilimsel ontoloji oluşturarak birbirlerine üstünlüklerini/ırkçılığı;silah fabrikaları kurarak nasıl korunacaklarını/öldüreceklerini; ilaç şirketleri oluşturarak şifa bulacaklarını/sömüreceklerini ve tüm bunların ötesinde korkunç olanı; kadın mı erkek mi? Anne mi baba mı? Aile mi sürü mü? Olacaklarına varıncaya kadar; her şeylerine Modernizm ve kapitalizm karara verdi.
Anneler günü de öyle. Kadınlara nasıl kadın olmalarını ya da anne olabileceklerini de söylediler. Anneliği terk eden. Onu yani çocuk sahibi olmayı yük kabul eden kadınlar ürettiler.
Aslında anne olmak en tabi hakkın dediler. Ancak öylesine bir yaşama mecbur ettiler ki anne olmaları mümkün değildi. Bilimsel ve ideal beden ölçüleri oluşturdular dolayısıyla çocuk sahibi olacak olurlarsa beden ölçüleri kaybedeceklerdi. Çalışma hayatının dibine kadar girdirdiler, en ağır ve aşağılık işlerde çalıştırdılar, eşine ve çevresine hatta kendisine bile zaman ayıramaz hale getirdiler; anne olabilirsin dediler.
Bir unvan verdiler; mankensin, modelsin, sanatçısın diyerek “7 kocalı Hürmüz’e” dönüştürdüler.
Ayrıca feminist bir ideoloji oluşturarak erkek düşmanı, kocasız bir hayatı sundular. Kadın olmaları istendi ama anne değil!
Gelecekte anneler günü diye bir şey olmayacak. Çünkü doğuran kadınlar anne olur. Evlenen kadınlar anne olabilir. Çocukları yük gören, çocuk sahibi olmak istemeyen ve onun yerine köpek beslemeyi ve sahip olmayı tercih eden kadın anne olabilir mi?
Kadınlar çocuk doğurmayınca anne olamayacaklar. Çocuklar olmayınca onlara kim anne diyecek? Evet, insan nesli/türü tehlikededir. Doğumların azalması ya da bitmesi insanın sonunu getirecektir.
İnsan Modernizmin ve seküler hayatın eliyle kendi sonunu hazırlamaktadır. Çok uzak değil çocuk yerine köpekleri, koca yerine köpekleri, kadın yerine köpekleri, aile yerine köpekleri tercih eden bir toplumda anneler günü ol(a)mayacaktır.