Bugünkü köşe yazımı ilçe müftülüğümüzün Engelli koordinatörü başkanı olarak engelliler haftasına ayırdım. Her yıl Mayıs ayının 10 ila 16 arasında engellire farkındalık oluşturmak için etkinlikler düzenleniyor. Hafta münasebetiyle ülkemiz genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmekte ve televizyon programlarıyla konuya dikkat çekilmektedir. Engelliliği temelde ikiye ayırabiliriz. Birincisi fiziksel engellilik.İkincisi zihinsel/psikolojik engellilik. Ne tür olursa olsun engellilik ya doğuştandır […]
Bugünkü köşe yazımı ilçe müftülüğümüzün Engelli koordinatörü başkanı olarak engelliler haftasına ayırdım. Her yıl Mayıs ayının 10 ila 16 arasında engellire farkındalık oluşturmak için etkinlikler düzenleniyor.
Hafta münasebetiyle ülkemiz genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmekte ve televizyon programlarıyla konuya dikkat çekilmektedir.
Engelliliği temelde ikiye ayırabiliriz. Birincisi fiziksel engellilik.İkincisi zihinsel/psikolojik engellilik.
Ne tür olursa olsun engellilik ya doğuştandır ya da hayatın akışında sonrdan tecelli eder.Elbette hiç kimse engelli olmak istemez. Bizler kader ve kazaya inanmış insanlarız. Dünyaya imtihan için geldiğimizi düşünerek yüce yaratıcıya boyun eğer O’na teslim oluruz.
Engelli olmayı birer sorun olarak gören değil çözüm üreten bireyler olmalıyız. Engelliler kendini eve hapseden değil, hayatın tam merkezinde olan diğer sağlıklı bireyler gibi çalışan, çalışma hakkı olan kişilerdir.
Devletimizin son yıllarda engellilere yönelik almış olduğu bir sürü yenilikler ve hizmetler var. Bunları uzun uzadıya yazacak değilim. Kamu başta olmak üzere özel sektör de istihdam sayıları ciddi şekilde artmıştır.
Asansörler, engelli rampaları, sağlık hizmetleri ve ödenen engelli maaşları gibi bir çok yeni haklara da kavuşmuşlar.Yeter mi elbette ki hayır. Onlarında farklı beklentileri var.
Umarım yetkili kurum ve kuruluşlar bu taleplere bütçe dengelerini gözeterek cevap verecektir.
Merak edenler için TÜRKİYE’DE ENGELLİ KİŞİ SAYISI hakkında istatistik bilgiler vereceğim.
Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı 2021 yılı itibari ile 2.511.950 olarak açıklanmıştır. Engellilerin engel gruplarına göre dağılımı ise şöyle;
Görme: 215.076
İşitme: 179.867
Dil ve konuşma: 33.686
Ortopedik: 311.131
Zihinsel: 385.313
Ruhsal ve duygusal: 170.927
Süreğen hastalık: 917.259
(Bu veriler Cumhuriyet.com.tr. Sitesinden alınmıştır)
Geliniz hafta boyu olmazsa da bir günlüğüne hatta birer saatliğine engelli kardeşlerimizi anlamak adına empati yapalım. Bir müddet gözlerimizi kapatalım ve olan biteni anlamaya çalışalım.
Önümüze saksılarla rengarenk çiçekler dizseler görmeyen biri için bir anlam ifade eder mi? Elbette ki hayır. Güneşin doğması ya da batması bizim için çok şey ifade ederken âma için bir anlam ifade eder mi düşünelim.
Bu sefer bir saatliğine kulaklarımıza pamuk tıklayalım. Yaşlı insanlar ve sağırlar hakkında neler hissettiğimizi not edelim. Yeni doğmuş çocuktan farkımızın olmadığını görürüz. Yani herkes bize bir şeyler fısıldarken biz bildiğimizi okumaya devam edeceğiz.Aynı şekilde hiç bir gürültüden korkmaya ağız.
Allah korusun bir trafik kazasında sağ ayağımızı hatta iki ayağımızın kırık olduğunu, uzun süre alçıda kalacağını farzedelim.Bu sürede tuvalete çıkamayacağımızı,arabaya binemeyeceğimizi, ekmek almak için bakkala gidemeyeceğimizi hayal edelim.
Yine ellerimizin yanık olduğunu hiç bir şey tutamadığımızı hatta kumandayı alıp televizyonun kanallarını değiştirmekten bile aciz olduğumuzu müşahade edelim. Bir an olsun çocuklarını kucağına alamayan elinden tutup parka götüremeyen anne babaları göz önüne getirelim.
Evet, Bizler bir saatliğine tahammül edemezken koca bir hayatı başarılarla dolu dolu yaşayanlara selam olsun. Sporun bütün branşlarında biz de varız deyip engel tanımayan yiğitlere selam olsun.
Son bir not; Unutmayalım ki hepimiz birer engelli adayıyız.Engelliler bizden kendilerine acımamızı değil şefkatli olmamızı ve engelleri hep birlikte aşmamız bekliyor.