Yeryüzü mülkünün sahibi olan Allah tabiatta bulunan tüm nimetleri biz insanlar için yaratmıştır. “Dünya insan içindir insan da ahiret içindir.” sözü asla unutulmaması gereken bir sözdür. İnsanoğlunun bir görevi Allah’ın emri olarak Allah’ın istediği adaletli bir hayat düzenini önce kendi hayatında devamında aile ve toplum hayatında hakim kılmak için ömür boyu mücadele etmektir. Bunları yaparken […]
Yeryüzü mülkünün sahibi olan Allah tabiatta bulunan tüm nimetleri biz insanlar için yaratmıştır. “Dünya insan içindir insan da ahiret içindir.” sözü asla unutulmaması gereken bir sözdür.
İnsanoğlunun bir görevi Allah’ın emri olarak Allah’ın istediği adaletli bir hayat düzenini önce kendi hayatında devamında aile ve toplum hayatında hakim kılmak için ömür boyu mücadele etmektir.
Bunları yaparken bizlerin evimizi, sokağımızı,iş yerimizi kamuya ait park, bahçe, okul, ibadethane, fabrika vs gibi günlük kullanıp yararlandığımız yerleri de estetik, temiz, güzel görünümlü ve kolay kullanışlı halde olması ya da bu hale gelmesi için çaba göstermemiz gerekiyor.
Ben yapmam komşum yapsın, ben yapmam devlet yapsın, ben yapmam belediye yapsın, ben yapmam benim görevim mi kim yaparsa yapsın anlayış ve mantığı asla doğru olmayan, insan sorumluluğu ve çevre duyarlılığına uymayan davranış ve anlayıştır.
Gezdiğim,ziyaret ettiğim ya da yürüdüğüm mahalle, çarşı, pazar ve semtlerde insan ve çevresi ile ilgili bazen takdir ettiğim bazen üzüldüğüm çok farklı görüntülere şahit oluyorum. İyi olanları gördüğümde seviniyorum kötü ya da hoş olmayanları gördüğümde üzülüyorum insanoğlu ve insanımız adına.
Namaz kılmakta olduğum birçok camide imam kardeşlerimiz caminin içi kadar çevresi ile de ilgileniyorlar. Camilerin içini zaten belediye temizleyip bakımını yapıyor. Ben de etrafının temiz (Çer çöp pislikten arınmış) ve bakımlı olması için gayret edeyim diyor, emek veriyor, maaşını daha çok helal ettiriyor. Ne yazık ki bazı imam kardeşlerimiz ise kapıyı açıp camiye giriyor kapatıp çıkıyor. Etraf kirli mi ağaçlar, çiçekler (varsa tabii) susamış mı, kurumuş mu, çevre çöplük mü olmuş umurunda değil. Bunları imam kardeşlerimiz kendisi yapmasa bile cemaatten ikna ettiklerinepekala yaptırabilirler.
Cadde üzerinde dükkanı olan esnaf kardeşlerimizin bir kısmı çok titiz. Dükkanının içi kadar dışı, bulunduğu sokak ve caddenin de temiz ve estetik olmasına dikkat ediyor. Cadde ve sokağındaki kurumaya yüz tutmuş ağaçların, çiçeklerin bakımını yapıyor, ilgileniyor. Bana ne ben yapmam, komşum yapsın belediyenin görevi ne o yapsın demiyor. Benim de bir katkım olsun benim de emeğim sinsin. Bende çevreme katkıda bulunayım diyor.
Evimiz bizlere, esnafın sokağı caddesi esnafa, camiler imam arkadaşlarımıza, okullar idarecilerine, sivil toplum kurumları ve çevresi idarecilerine emanet mekanlardır. Bu mekanların içi kadar dışıda bakıma, iyiliğe, güzelliğe ve estetik görünüme layıktır.
Öyle ise ben yapmayım belediye yapsın, ben yapmayım devlet yapsın, ben yapmayım komşum ya da başkası yapsın, ben yapmayayım da kim yaparsa yapsın algı ve anlayışından hemen vazgeçmeliyiz. Burası benim camim buradan ekmek yiyorum içeride, dışarıda, çevresi de ağaçları da çiçekleri de bana emanet mantığı ile. Burası benim dükkanımın sokağı burasına karşı sorumluyum daha temiz güzel estetik olması için her şeyi yaparım anlayışı ile. Burası benim okulum içeride dışarıda benden sorulur daha güzel başarılı olması için her çabayı gösteririm anlayışı ile. Bu sivil toplum bizim biz burada insanımıza hizmet ediyoruz daha güzel ve verimli ortam ve hizmet için her şeyi yaparım anlayışı ile. Hayata olumlu katma değer üretmeli bir anlayışla bakmamız gerekiyor.
Bunu başarabilirsek meseleyi çözmüş ataletten kurtulmuş, devlet yapsın belediye yapsın yanlışlarından kurtulmuş oluruz.
Allah basiretimizi,hayata güzellik katma anlayışımızı arttırsın.