Anı yaşayamıyorum.
İçimdeki mükemmellik duygusu vicdanımı paramparça ederken ben istikbalimle raks ediyorum.
Ben gül bahçelerinde gezinmek değil, tek bir güle hayran kalmak istiyorum.
Kendime katlanamıyorum.
Ben diye bir şey var içimde benden bağımsız; güvercinlerim bana iyi gelse de nefsim daima gamsız. Yaptıklarım yapmak istediklerimi esir almış. Kalbim bu zamana kadar yalnız et parçası olarak atmış. Hakikat dillerde bir kelime, sadece izi kalmış.
Evet! Arıyorum ne aradığımı bulmak için; çabalıyorum daima ne olduğumu bilmek için. Gözümdeki yaşa hicran adını verdiğimden beri insan olduğumu anlıyorum.
Ben sahte yağmurlarda ıslanmak değil, hakiki karda erimek istiyorum.
Yaşamayı bekliyorum. Gökkuşağı kadar masum olmayan hayatıma yeni cenazeler ekliyorum. Hastalığım bazılarını iyileştirme görevini üstlenirken ben hiç ölemiyorum. Bazen gülüyorum bazen de ağlıyorum güldüğüm halime. Ama kayıtsız kalmak üzmez beni. Sorunda burada zaten değil mi?
Gözlerimin sahibine kavuştuğum gün yaşamaya başlayacağım. Sonra diyeceğim aşağılık dünyanın en üstün mahluklarına; merhaba! Bırakın zamansız çalan şarkıları, bırakın lakin öleceksiniz. Bu sözüme kulak vermeyen herkese elveda!
Ben sonbaharı özlemek değil, günüme güneş katmak istiyorum.