KUL HAKKI BİLİNCİ

Diyarbakır’da yaşayan Suriyeli yaşlı bir amcamız elinde çekiç her gün adeta mesai yapar gibi yerdeki çivileri alıyor, ya da insanlar takılmadan yürüyebilsin niyetiyle kaynaklı çivileri yere çakıyor. Kırılmış kaldırım taşlarını onarıyor, Ağaçları buduyor ayağa ve göze batacak şeyleri kaldırıyor; “Niçin böyle yapıyorsun .”diye sorulduğunda;

“Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem’in:

‘Yoldan insanlara eziyet veren bir şeyi kaldırmak sadakadır.’ 
(Buhari,mezâlim,34)

“Hadis-i Şerifine layık olmak için bunu yapıyorum. Kimseden de bir karşılık beklemiyorum. Sırf Allah rızası için bunu yapıyorum. ” diyor.

Gerçekten müslüman dediğin tam da böyle olmalı değil mi…Temiz, düzenli ,nazik ve yardımsever; Ancak yaşadığımız ülkede ,şehrimizde mahallemizde görüyoruz ki;

*Araba park sistemi rastgele, saygısızca.
Araba park edersin birisi gelir çıkamayacağın şekilde tam arkana arabayı bırakır gider.
Saatlerce gelmez ,seni bekletir;”Niye böyle yaptın !” deyince de özür dileyeceği yerde pişmiş kelle gibi sırıtır. Ya da üzerine hücum eder saldırır. 

*Kaldırımların kimler tarafından kullanılacağı belli değildir.
 *Kahvehaneler masa ,sandalye atar . Manav veya bakkal amca kasa, buzdolabı koyar .. Bir bakıyorsun kadınlar bebek arabaları ile yolun içinden yürümek zorunda kalıyor. Niye! Çünkü kaldırım kullanılamaz durumda.

*Kimi esnaf dükkanın önüne araba koydurmaz. (sanki babasından miras kalmış gibi)..park edenlerle kavga eder…

*Yolda yürürken sökülmüş kaldırım taşına bastığın anda altında biriken çirkefleşmiş su üzerine sıçrar..

*Tentesini indirmiş esnafın perdesinin kenarı kafana çarpar ya da trafik tabelalarının kenarı yüzünü çizip kanatır.

*Mazgallardaki demirlerin kırılmasından ya da geniş aralıklı yapılmasından ötürü ayağın içine girer ve küt diye kırılır.

*Engelliler için yapılan iniş-çıkış rampasını inanın normal adam bile çıkamaz. Ya önüne direk konmuş ya da birisi arabasını park etmiştir. Engelli vatandaş asla geçemez.

*Bazı insanlar yere sigara izmariti atar . bazıları tükürür bazıları da gürültülü bir şekilde burnunu temizleyip sümkürür.

*Yine gürültülü müzik dinleyenleri mi ararsınız; Arabanın egzosunu delerek gürültülü araç kullananı mı; Şehir içinde yarış yapan, drift atanı mı..  
Bu sebeple bebeği olan çocuğunu uyutamıyor ,hastası olan ya da sabah işe gidecek olan mağdur oluyor ince düşünen yok.

*Düğünlerimiz başka bir alem silah sıkıp birilerini öldürenler ,gece yarısı havai fişek atıp bağıran çağıranlar, düğün ve asker uğurlama bahanesiyle yolu kesip oynayanlar,   Tabii bu arada ambulans ,itfaiye onlar da gidemiyor .Yolun içinde oynayan magandaları bekliyor.

*Piknikçi vatandaş çöpünü orada bırakır .Ya da mangalın külünü savurup veya içtiği gazozun ,alkolün şişesini kırarak yangınlara neden oluyor. Suya gölete atanlar da az değil.

*Çocuk parklarına bakıyorsun bankların civataları sökülmüş ,oyuncaklar kırılmış, çakmakla yakılmış, birileri sevdiği kızın ismini bıçakla ağaçlara ya da masalara kazımış, bir başkası sprey boyayla tarihi bir eserin her tarafını boyamış.

*Cami tuvaletleri veya umumi tuvaletler derseniz kapı arkalarına küfürler yazılır, çakmakla yakılır, duvarlarına insan dışkısı sürülür.

*Soruyorum!

Bu insanlar okula gitmediler mi !

Bunlara ailede, terbiye ,edep ,ahlak, saygı öğretilmedi mi !

Okulda âdâb-ı muaşeret almadılar mı!

Yaz Kur’an Kursunda camiye gidip hocadan bir şeyler öğrenmediler mi!

Dedelerinden ,amcalarından, komşularından büyüklerinden bir nasihat almadılar mı!

Günah, helal, haram, ayıp nedir duymadılar mı!

Çünkü görüntü bu! Vaziyet bu! Sanki orman kanunları gibi!

Hani diyeceğim o ki yukarıdaki hadis-i şerifi Müslümanlar mı daha iyi anlamış ve uyguluyor..  Yoksa Avrupalı mı! Bunu bir düşünelim! derim.