Hint asıllı İngiliz yazar Selman Rüşdi Şeytan Ayetleri isimli; Kur’an’ı Kerim’e ve Hz. Peygambere iftira/hakaret içerikli bir roman yazmıştı. Yıl 26 Eylül 1988. Kitap İngiltere’de yayımlandı. Şeytan Rüşdi hakkında, İran’da İmam Humeyni tarafından ölüm fetvası verildi. Kitabın yazarına Fransa tarafından onur ödülü ve İngiliz Kraliçesi tarafından şövalyelik nişanı verildi. Önceleri birçok kez İsveç, Danimarka ve […]
Hint asıllı İngiliz yazar Selman Rüşdi Şeytan Ayetleri isimli; Kur’an’ı Kerim’e ve Hz. Peygambere iftira/hakaret içerikli bir roman yazmıştı. Yıl 26 Eylül 1988. Kitap İngiltere’de yayımlandı. Şeytan Rüşdi hakkında, İran’da İmam Humeyni tarafından ölüm fetvası verildi. Kitabın yazarına Fransa tarafından onur ödülü ve İngiliz Kraliçesi tarafından şövalyelik nişanı verildi.
Önceleri birçok kez İsveç, Danimarka ve Hollanda; son olarak yine İsveç’te Kur’an’ Kerim yakma eylemi yapıldı. İsveç devleti eksenli Haçlı koruması altında. Ancak Türkiye büyükelçiliği önünde. Gün geçmiyor ki özelde Hz. Peygamber ve Kur’an’ı Kerim’e genelde ise İslam ve Müslümanlara saldırılar yapılmasın.
Saldıranlar. Neden? Niçin? Saldırıyor. Bu saldırı ve yok sayma cesaretini nereden ve kimden alıyorlar?
Bu sorulara; korkakların, münafıkların, tembellerin, mazeretçilerin, asalakların, haz ve hızcıların söylemi; güçlü batı, emperyalist Amerika, evanjalistler ve siyonist Yahudiler olacaktır. Yanıt doğrumu? Doğru ama eksik, aynı zamanda hedef saptırmak içerikli.
Hayır! Kafalarını kuma gömmekle kurutulamayacak onlar: “Her nefis ölümü tadacaktır” dedi Kur’an ama ölmekten korkanlar. Seçimli ya da seçimsiz elde ettikleri makamlarını kaybetmekten korkanlar. Her ay düzenli aldıkları maaşlarını alamamaktan endişe edenler. Konforlu evlerinden, meyveli bahçelerinden ve iş yerlerinden, kayak ve eğlence merkezlerinden,sineklerin bile kendilerini rahatsız etmesinden hoşlanmayanlar. Evet, o peygamberin muhataplarının “sen ve rabbin gidin savaşın” dediği gibi; kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’i yakanları Allah kahretsin diyerek; bedel öde(t)mek istemeyen ve rahatlarının bozulmasını istemeyenler. Suçu İsveç özelinde Haçlılara; kitabı, Peygamberi ve dini savunma/koruma görevinide Allah’a verenler; kutsallarımıza saldıranlar, saldırma cesaretini sizden alıyorlar.
Peki! Siz ey dünya Müslümanları, siz ne işe yararsınız? Son nebi Hz. Muhammet Mustafa (sav) sizin hakkınızda Allah’a ne diyor? Sizi Allah’a şikâyet etmiyor mu?
“Ve Peygamber, ya Rabbi dedi, şu kavmim, bu Kur’an’ı ihmal etti, terkedilmiş bir hale getirdi” (Furkan Suresi / 30)ayeti kerimede son nebi kavmini/ümmetini Kur’an’a karşı tutumlarından dolayı, onları mehcur olarak nitelendiriyor. Mehcur; gözetilip korunması gereken bir şeyi terk etmek, uzaklaşmak, ilişkileri koparmak, bir adamdan dostluğu ve ülfeti kesmek, ihmal etmek yüz çevirmektir.
Ve siz dünya Müslümanları Kur’an’ı terk ettiniz. Ondan yüz çevirdiniz. Onu ihmal ettiniz. Onu yalnız bıraktınız. Onu okumadınız. Onu egemen kılmadınız. Adalet sisteminde/hukukunuzda ayetlere yer vermediniz. İktisat/ekonomik sisteminizde Kitaptan beslenmediniz. Ahlaki değerlerinizi Kur’an’la taçlandırmadınız. İkili ilişkilerinizde ayetlere bağlanmadınız. Kadın erkek ilişkilerinde nikah ve esaslarını dikkate almadınız. Allah, peygamber ve varlık tasavvurlarınızı pozitivizme göre yaptınız. Müslümanız dediniz ama seküler bir inanç taşıdınız ve hayat yaşadınız. Kitaba (Kur’an’a) iman ettiğinizi söylediniz ama kitap yokmuş gibi hayat sürdünüz.
Ve şimdi en kutsalınıza yeni bir saldırı yapılınca; kahrolsun… Siz ey kâfirler yenileceksiniz diye bağırdınız… Sahi onları kim yenecek? Onlarla kim mücadele edecek savaş verecek? Yoksa siz yerinizde oturacaksınız da, sizin yerinize Allah, peygamber ve melekleri mi?