Eğer ki, toplumda kendi işinle meşgul olur, olumlu olumsuz her hangi bir işe karışmaz, itiraz etmez, temsilciler hakkında tek bir kelam etmezsen; yani vurdum duymazsan, kimse seni tanımaz, kimse sana kızmaz, kıskanmaz, kin beslemez; görüşlerinin aleyhine karşı görüş bildirmediğin zaman başın ağrımaz, başına iş almazsın, kimsenin umurunda olmazsın. Eğer bağımsız, özgür, bağlantısız isen, maddi ya […]
Eğer ki, toplumda kendi işinle meşgul olur, olumlu olumsuz her hangi bir işe karışmaz, itiraz etmez, temsilciler hakkında tek bir kelam etmezsen; yani vurdum duymazsan, kimse seni tanımaz, kimse sana kızmaz, kıskanmaz, kin beslemez; görüşlerinin aleyhine karşı görüş bildirmediğin zaman başın ağrımaz, başına iş almazsın, kimsenin umurunda olmazsın.
Eğer bağımsız, özgür, bağlantısız isen, maddi ya da makamsal bir beklentin yoksa, görüşünü üslubu ölçüsünde, özgürce söyler, eleştiri getirir, çözüm önerileri sunarsın.
İşte bu andan itibaren fincancı katırları ürker, hazımsızlık artar, nefret ve kin dolu gözlere sahip olan bu kişiler, selam bile vermezler.
Olsun! Erdemli insan özgürce görüşlerini söyler, eleştiri getirir, altını doldurur, kula mihnet etmez, dalkavukluk yapmaz, yalaka olmaz.
Çünkü özgürlüğün tadı çok cazip gelir. Ne pahasına olursa olsun; bu hazzı alan ölümüne bu haktan vazgeçmez.
Kendisine biat edilmediğinden, çok yaşa denilmediğinden, sözlerinin üzerine söz söylendiğinden şiddetli rahatsız olan makam sahipleri hayli rahatsız olurlar, zaman zaman bu tavrı, bir bahane üreterek sergilerler.
Her alanda, her kurumda, her çevrede çalışkan, çabalayan, gayret gösteren, hizmet eden, gördüğü hataları çekinmeden söyleyen, yanlışlara dur diyen kişiler; birileri tarafından istenmeyen adam ilan edilir, engellenir, tukaka edilir, iftiralara maruz bırakılır, psikolojik baskı uygulanıp yalnızlaştırılmaya çalışılır.
Sana ne, sana mı kaldı, sen mi yapacaksın, boyundan büyük işe karışma, böyle gelmiş böyle gider gibi klişe gerekçeler sıralanır durur.
Bunları söylemek yetmez; baskı, iftira, dedikodu, ilişkiyi kesmek gibi sosyal baskılar devreye girer
Bu kişilerin sevilmeme, dışlanma, iftiraya maruz bırakılma nedenleri: kıskançlık, hasetlik, eziklik, kendi başarısızlıklarının su yüzüne çıkması, hazımsızlık olarak kendini gösterir.
Tabiki başarılı olabilmek için, yılmadan doğru bilinen yolda gitmek, mesafe almak, her türlü baskıya karşı dirençli olmak gerekir.
Aynı zamanda doğru, hak yolda olmanın da bir bedeli olacak. Bu bedeli ödemeye hazırlıklı olmak mecburiyeti vardır.
Onurlu, şerefli, haysiyetli, dik duran, cesur, vefakar insanlara selam olsun!
Bu erdemli davranışlara sabredemeyen, karşı direnç koyan, huzursuz olan zavallılara da yazıklar olsun!