YOK OLANLARLA SEVİNEBİLMEK

Adanmak, adayış, infak, ahlak, adalet, mücadele ve özgürlük; makalelerimde ve konuşmalarımda en çok kullandığım kelimelerdir. Yazılarımı ve konuşmalarımı takip edenler bunun farkındadırlar. Aslında Müslümanın varlık nedeni de bu kavramların hayat bulması değil midir? Çocukların gülmesi nitelikli insanları çok mutlu eder. Onlarda çocuklar gibi sevinirler. Ya yoksulun, yetimin, miskinlerin, kimsesizlerin gülmesi yani ihtiyaç sahiplerinin gülmesi; evet […]

Yayınlama: 23.12.2021
A+
A-

Adanmak, adayış, infak, ahlak, adalet, mücadele ve özgürlük; makalelerimde ve konuşmalarımda en çok kullandığım kelimelerdir. Yazılarımı ve konuşmalarımı takip edenler bunun farkındadırlar. Aslında Müslümanın varlık nedeni de bu kavramların hayat bulması değil midir?

Çocukların gülmesi nitelikli insanları çok mutlu eder. Onlarda çocuklar gibi sevinirler. Ya yoksulun, yetimin, miskinlerin, kimsesizlerin gülmesi yani ihtiyaç sahiplerinin gülmesi; evet onların gülmesi de nitelikli/kaliteli insanları; bir başka deyişle Allah’ın ve Peygamberinin önerdiği Müslümanları sevindirir. Mutlu eder.

Sıcak odalarından karın yağışını seyrederek aaa ne güzel yağıyor diye çığlık atanlar; evlerinde sobaları olmayanların, ayakkabıları olmadığı için; yaşları birbirine yakın 2 kardeşin 1 ayakkabıyı sırayla giyerek birer gün arayla okula gittiklerini; kantinden simit alacak paraları olmadığı için öğlen bir şey yiyemeyenlerin; soğuktan korunmak için; yaşadıkları evlerin tüm pencerelerini naylonla kapatan ve kış boyunca ışığa hasret kalan insanların/ailelerin var olduğunu biliyorlar mı?

STK’lardan yardım kuruluşlarına, muhtarlıklardan belediyelere, yerel yardım vakıflardan merkezi hükümet yöneticilerine kadar; gülmeyi unutmuş ya da acı acı gülenlerin elbette farkında olmalılar.  Ancak infak ruhunu kaybetmiş, ahlakı kitaplara hapsetmiş, adaleti parayla ölçülen meta olarak görmüş ve bireyin özürlük hakkının varlığını kütüphanelerdeki raflara bırakmış; sıcak koltuklarında oturanların bu tablonun bilincinde olması mümkün değildir.

İhtiyaç sahibiyle hele birde çocuksa birlikte gülmek; dünyanın ve ahiretin en tatlı gülüşü olsa gerek. Bir okula konferans vermeye gitmiştim. Konferans öncesi Müdür Bey ve yöneticilerle sohbet ederken; okulun sosyal durumunu sordum. Müdür beyde bana bilgi verdi. Ben konferans için gelmiştim diyemedi. Evet, konferansa bir ihtiyaçtı. Ama soğuktan korunmak ve okula gelebilmek için; mont ve ayakkabı da bir ihtiyaçtı.

Konferansa kalkmadan hemen oracıkta, naz makamında olduğunu düşündüğüm bir sevgili dostumu aradım. İşte o an gözlerim başta olmak üzere tüm bedenimi bir gülümseme kapladı.

Teşekkür ederim gözleri gülen müdür bey ve yardımcılarına. Teşekkür ederim çocukları güldürmek için koşuşturan hoca hanıma. Ve teşekkür ederim naz makamında ki dostuma.

Yok, olanlarla sevinmek; Rezzak olanın sofrasına oturmak gibidir.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.