ADALET, LİYAKAT, CESARET, FİTNE

Hz. Osman (ra) gençliğinden itibaren malı, canı, bütün hayatı ile İslam’a hizmet etmiş; peygamberimizin (as) iki kızıyla evlenmiş, bu yüzden ” zinnureyn( iki nur sahibi)” unvanını almış; İslam’ın üçüncü halifesidir. 12 yıllık iktidarı döneminin ilk altı yılı son derece başarılı ve huzur içinde geçmiş,  İslam toprakları Afrika’dan, Akdeniz’e, Suriye’ye kadar genişlemiş, İslam orduları Doğu Roma […]

Yayınlama: 06.12.2022
A+
A-

Hz. Osman (ra) gençliğinden itibaren malı, canı, bütün hayatı ile İslam’a hizmet etmiş; peygamberimizin (as) iki kızıyla evlenmiş, bu yüzden ” zinnureyn( iki nur sahibi)” unvanını almış; İslam’ın üçüncü halifesidir.

12 yıllık iktidarı döneminin ilk altı yılı son derece başarılı ve huzur içinde geçmiş,  İslam toprakları Afrika’dan, Akdeniz’e, Suriye’ye kadar genişlemiş, İslam orduları Doğu Roma ve Endülüs ‘le karşı karşıya gelmişti.

Ne yazık ki, ikinci altı yıllık süre o kadar da huzurlu olmamış, tüylerimizi diken diken eden ve günümüze kadar devam eden akımların, ayrılıkların, fitnenin başlangıç kaynağı ve tohumunun atıldığı dönem olmuştur.

Hz Osman’ın(ra) uysal, yumuşak huylu olması, cezalandırma yerine ikna yöntemini seçmesi; otorite konusunda bir zaafiyet oluşturmuştu.

Asıl önemlisi de; daha kolay bir  yönetim sağlayabilmek için yönetime; kendi yakınlarını ve akrabalarını getirmiş olması da fitnenin ve isyanların temel nedenlerinden en onemlisi olmuştur.

Günümüzde de, ehliyete, liyakata, hakka, adalete öncelik vermeden;  yakınların, hatırlıların, kadrolara alınması ateş topunu avuçlamak gibidir.

  Bu durum da; halkın yöneticilere güvenmemesini, toplumun geri kalmasını, insanlar arasında husumeti doğuruyor.

Kadere inancımızın bir gereği olarak; Hz Osman’ın yönetim yöntemi ; sonradan gelecek idarecilere örneklik teşkil etmiştir.Tabi başlarını kaldırıp ufka geniş açıdan bakanlara, kibrini kırıp söz dinleyenlere faydalı olabilir.

 Hz Ömer (ra) halife olunca halka seslenir ” Eğer haktan ve adaletten saparsam ne yaparsınız”  der; ” Seni şu kılıcımızla doğrulturuz” cevabını alınca ” Ya Rabbi, beni böyle halka idareci yaptığın için sana şükürler olsun” duasında bulunur.

  Eğer ki “padişahım çok yaşa” diyen bir halk var sa, hem idarecileri yanlış yöne sevk ederler, hem de onur ve haysiyetlerini ayak altına alıp, değersizleşirler.

Kontrolden uzak tutulan idareciler de hata yapmaya devam ederler.

 En büyük tehlike; biatçi, suskun, pusmuş, hakkını aramayan, kendine verildiği kadarıyla yetinip bunu da bir lütuf kabul eden halkın ortaya sergilediği tutum ve davranışlardır.

 Belki de layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz.

 Özne halktır, toplumdur; bu böyle biline.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.