BIRAK SİVRİLERLE UĞRAŞMAYI, BATAKLIĞI KURUT!

Ölümler, cinayetler, hırsızlıklar, haksızlıklar almış başını gidiyor. Bu içler acısı durumlar meydana geldiği anda, duygusallıkla ve hamasetle ; faillerin derhâl yakalanmasını, cezalandırılmasını, idam edilmesini yüksek sesle dillendiririz. Ne zaman ki,  olayların tazeliği ortadan kalkar, soğumaya bırakılır; o zaman faillere karşı bir acıma, bir merhamet, bir tolerans gösterilmeye başlar. Pişman olması, çoluk- çocuğunun olması, hele hele […]

Yayınlama: 12.01.2022
A+
A-

Ölümler, cinayetler, hırsızlıklar, haksızlıklar almış başını gidiyor.

Bu içler acısı durumlar meydana geldiği anda, duygusallıkla ve hamasetle ; faillerin derhâl yakalanmasını, cezalandırılmasını, idam edilmesini yüksek sesle dillendiririz.

Ne zaman ki,  olayların tazeliği ortadan kalkar, soğumaya bırakılır; o zaman faillere karşı bir acıma, bir merhamet, bir tolerans gösterilmeye başlar.

Pişman olması, çoluk- çocuğunun olması, hele hele kader mahkumu yaftalaması bunların suçlarını hafifletiyor, affedilmeleri yönünde telkinler yapılıyor.

Pekala, giden can ne olacak? Anne- babası, çocukları, eşi, yakınlarının acısı hiç mi önemli değil sizce?

O halde, gelin meseleyi kökten ele alalım, doğru noktadan başlayalım.Sebeplerle uğraşmak, sonuçla uğraşmaktan daha mühim ve önceliklidir.

Aile, okul, sosyal çevre, sosyal medya, diziler, filimler, programlar dikkate alınmalı, stratejiler bunların üzerine kurulup geliştirilmelidir.

Dinî, maneviyatı, kültürü, gelenek- görenekleri, Allah sevgisi ve Allah’tan uzak kalma korkusunu ilk baştan vermesi gereken aile ve eğitim kurumunun önemi, ilk sırada yer alır.

Terbiye alan, vicdanen gelişmiş olan, helal kazanıp helal rızıkla beslenen, barış ve sorumluluk sahibi olan, büyük- küçük bireyler arasında  iletişim kuvvetli olan  bir aile; temel yapı taşını oluşturmaktadır.

Eğitim kurumları da daha sistematik olarak , bilimin yanında , ailenin eğitimine parelel bir yol takip ederse mesele daha rahat hallolur.

Sosyal çevre ve sosyal ilişkiler de sacayağının diğer bir bileşenidir. Aile ve okul sağlam eğitimi verdiyse, sosyal  çevreden olumsuz etkilenme daha az olur. Çevrenin, gerek aile, gerekse eğitim temsilcileri tarafından, sürekli ve etkin olarak gözlem ve denetim altında tutulması gerekir.

Asıl tehlikenin bir diğer boyutu da tv, video, gazete ve dergilerdeki bu içeriklerden kaynaklıdır.

Film ve dizilerde ki cafcaflı hayat, cazibeli kadınlar, yakışıklı erkekler, içtikleri, kullandıkları, dinledikleri müzikler; ortamların ne büyük olumsuz etkilerinin olduğu bilinen bir gerçektir.

Ayrıca mafya, dövüş- kavga, macera dizi ve filmlerin negatif etkisi meydandadır.

Kazanç, ya da kültür  katliamı için bu tür yollar mübah görülüyor ve taraftar buluyor.

Toplumdaki eşitsizlik ve haksız kazanç da  bu olayları ateşliyor. Lüks ve imkan dolu yaşam; bu imkandan mahrum olanları bileyliyor, şartlandırıyor, hırçınlaştırıyor.

Alarm zilleri çalıyor; önce devlet ve sonra aileler acele etmeli, diken üstünde olmalı, akıllıca ve kalıcı tedbirler almalıdırlar.

Sivrisinekleri tek tek öldürmek çare değil, bataklıklar kurutulmalıdır. Üreme ortamları ortadan kalkar, etkili ilaçlamalar yapılırsa çözüme ulaşılır.

Sondan, yani cezadan, hapisten, yaptırımdan hareketle bu derin yara iyileştirilemez, daha da ilerleyen yara kangren olur ve uzuv kesilmek zorunda kalır.

Çözüm arıyorsanız, hareket noktanızı iyi seçmelisiniz.

Tehlikeli uçurumun kenarında durduğumuzun farkına varmalıyız. Düşmekle, kalmak arasında ince bir çizgideyiz.

 Hadi inatlaşmayın, çözüm ortada.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.