BU YÖNTEM ESKİDİ ARTIK!

İslam’a ve milletin değerlerine her zaman saldırı olmuştur; kıyamete kadar da olacak; bizler de bunlarla mücadelede imtihan içinde olacağız.

Günümüzde İslama saldırılar karşısında, dine itirazlarda, ya da seminerlerde, ikili münazaralarda, vaazlarda, hutbede  takınan tavır, jest- mimikler, yüksek ses tonları hiç faydalı olmuyor; tam tersine ters tepiyor.

Gözler yerinden çıkarcasına, ağızlar köpürerek, avazı çıktığı kadar, parmak sallayarak, yerinden ayağa fırlayarak  İslamı anlatma, karalamalara cevap verme, halkı bilgilendirme yöntemi geride kalması gereken, faydasız, yüzeysel, yıkıcı davranışlardır.

Belki sizi dinleyenler heyecanla, merakla, pür dikkat dinlerler; fakat yüzeyde kalır, derine inmez, hamaset aşamasında kalır, hamaset ve öfke bitince; bir rüzgar gibi her şeyi alıp süpürür atar.

Eskiden videolarda dinlediğimiz, yüksek volyumlü, hamaset yüklü, jest- mimikli, ikna ve tebliğ (!) yöntemi; o zaman için geçerli olsa da, günümüzde önemini yitirmiştir.

Çözüm ne? Olması gereken ne?

Öncelikle, Allah adına hareket etmeyeceğiz. Kuran’da ve sahih hadislerde ne bildirilmiş se, komplekse kapılmadan, tepkilerden çekinmeden söyleyeceğiz. Çağdaş, kimi ekabirlere hoş gelmez diye;  Allah adına İslami hükümleri ve konuları yumuşatma, laytlaştırma hakkınız  ve yetkiniz yoktur.

Kimilerinin hoşuna gitmez endişesi ile, Allah’ın kitabında kimi hükümleri gizlemek, yumuşatmak, kenardan dolaşmak vebali ağır bir sorumluluktur.

Sloganlarla, sertlikte, bağırıp çağırmakla İslam anlatılmaz.

Daha sükunetle, ikna yöntemi ile, pozitif ilimlerle destekleyerek, yaşayarak, yaşatarak, istişare yaparak   yapılacak İslami tebliğ çok daha başarılı , kalıcı olacak, itirazcılara ve kasıtlı saldırılara yerinde, etkili ve susturucu cevaplar verilecektir.

Gençleri camilere, dini ve ilmî meclislere, manevi iklime çekme yöntemi bu zamana kadar başarısız oldu.

Gerekirse gençlerin arasına girmeli, spor ve gezi etkinlikleri düzenlenmeli, faydalı sinema, tiyatro ve spor müsabakalarına götürmeli, onların spor ve diğer etkinliklerine dahil olmalı, yani format değiştirmeli.

 Ha bire cami, kuran kursu yapmak yerine; bir kısım paraların ve hizmetlerin bu gençleri kazanmak için harcanması çok daha faydalı ve kalıcı olacaktır.

Tebliğciler ; öncelikle kendileri her alanda donanımlı olmalı, ilmî siyaseti bilmeli, psikolojiden ve sosyolojiden anlamalı , sabırlı, ılımlı, hilim sahibi olmalı, diksiyonu ve giyimi düzgün olmalıdır.

Gençlik; kendilerine hoş görünen, sahte değerler verilen, cazip ve çekici yerlere severek, isteyerek, koşarak gitmektedirler bataklıklara.

Madem gençler bataklığa koşarak gidiyor sa, bu yöntemi bizler de uygulayıp camiye, dine, kültürümüze  rahatlıkla  getirebiliriz.

Hadi atalım eski yöntemi! Yeni bir format, yeni bir yöntem uygulayalım.