Koyun can derdinde Kasap et derdinde

Şükür Kurban Bayramına girmek üzereyiz.  Onun için yazımın başlığını Kurbanı hatırlatmak için öyle yazdım. (Kasap kelimesinin anlamını –uymasa da—Hami, koruyan, sahip çıkan olarak düşünelim. İktidar ve Muhalefete kasap demeyelim. İkisi de milletimize hizmet için yarışıyorlar. İnşallah meramımı anladınız.) Seçim sathı mailine girdik. Sizce hangisi koyun hangisi kasap? Millet ittifakı mı koyun? Cumhur ittifakı mı koyun? […]

Yayınlama: 04.07.2022
A+
A-

Şükür Kurban Bayramına girmek üzereyiz.

 Onun için yazımın başlığını Kurbanı hatırlatmak için öyle yazdım.

(Kasap kelimesinin anlamını –uymasa da—Hami, koruyan, sahip çıkan olarak düşünelim. İktidar ve Muhalefete kasap demeyelim. İkisi de milletimize hizmet için yarışıyorlar. İnşallah meramımı anladınız.)

Seçim sathı mailine girdik. Sizce hangisi koyun hangisi kasap? Millet ittifakı mı koyun? Cumhur ittifakı mı koyun? Yoksa siyasilerin hepsi kasap, millet mi koyun?

 Cumhur ittifakı, elindekini vermemeye çalışıyor. Yani yıkılmamaya çalışıyor.

 Yüzeysel bakıldığı zaman, millet ittifakı kasap konumuna giriyor. Çünkü Cumhur ittifakını yıkmak istiyor.

 Kasap, keseceği  koyunu rahat kesebilmek için bıçağını bileyliyor. Koyunun ayaklarını bağlıyor veya yanındakilere tutturuyor. Yere yatırıyor. Besmeleyi çekiyor. Keskin bıçağı koyunun boğazına saplıyor. Koyun çırpınıyor. Nafile, ayakları bağlı. Kan fışkırıyor. Kasabın son darbesiyle, koyuncağız cansız kalıveriyor.

 Şimdi millet ittifakının baş aktörü sayın Kılıçdaroğlu, Cumhur ittifakını, dolayısıyla Ak Parti’yi, esasında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkmak için, ağız kesesini öyle bir açtı ki: “CHP, eski CHP değildir. Helalleşmeyi başlattı. (Eline yüzüne bulaştırdı. Pek ileri gidemedi.)  Neredeyse çiftçiye gübreyi, mazotu bedeva verecek. Cumhurbaşkanı olursa halk gibi yaşayacak. Sarayda yaşamayacak. Diktatör olmayacak. Rüzgar gülü ve güneş enerjisi ile halkın elektrik ihtiyacını karşılayacak. Muhtarlara özel kalem müdürü alma yetkisi verecek. Kimsenin giyimine, kuşamına , meşrebine, inancına karışmayacak. CHP’Lİ Belediye Başkanlarına asla işçi çıkarttırmayacak.(Bugüne kadar çıkartılanları duymadı mı acaba?)

 Millet ittifakının altı yetkilisi, ayda bir bir araya geliyorlar. Saatlerce bir aradalar. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin, ana omurgasını hazırlamaya çalışıyorlar.

Görünen o ki, birbirlerinden zirken, fikren çok memnunlar. Ya daha cicim ayındalar ya da birbirinden gizliyorlar.

 Deva Partisi Genel Başkanı Sayın Babacan:: Ben partimin cumhurbaşkanı adayı olacağım” dedi. Herhalde hoş karşılanmadı ki sesi kesti, geri adım attı.

 İyi Parti Genel Başkanı Sayın Akşener: “Ben başbakan olacağım” dedi. Güya alt bir göreve talip oldu. Ancak: Birinci parti olacağız” ifadesi, CHP’ye bir mesaj niteliğinde olup, kendisini saman altından su yürüten konumuna getiriyor. Cumhurbaşkanı adaylığı seçim tarihi yaklaşınca:” Ben Başbakan olacağımı deklare ettim. Ne yapayım anketlerdeki aldığım 0/0’ler beni gösteriyor. Yoksa ben başbakanlık isteğinden vazgeçmiş değilim”. Millet ittifakını oluşturan arkadaşlarımızla birlikte: “Seçimi  kazanacağımız kişinin aday olmasını istiyoruz”demiştik.” Benim yapacağım bir şey yok” diyecektir.

 Sayın Kılıçdaroğlu:” Belediye başkanlarımız halka verdikleri sözü tutmalılar. Hizmetlerine devam etmeliler” dedi. Hala da diyor.

 Sayın İmamoğlu, Siyasetçide ve siyasette olmaması gereken birkaç bir pot kırdı. Sessize geçti. Gelişmeleri takip ediyor.

 Sayın Yavaş, hakikaten soyadına zahirde uygun. Ama sessizliğiyle ses getiriyor. Sonuçları ne olacak. Onu göreceğiz.

 Sayın Babacan ve Sayın Davutoğlu, kendileri ekranlara çıkınca sadece ve sadece kendilerine iyi bir dünyalık takdim eden, Sayın Erdoğan’a birikmiş hırslarını, kinlerini izhar ediyorlar.

Partilerinin istikbalini, yardımcıları kanalı ile halka duruyorlar.

Sayın Karamollaoğlu: “Rahmetli Erbakan hayatta olsaydı. O da CHP’ yi desteklerdi” mahiyetindeki sözü gereği, hakkında bir şey dememe gerek yok. Cennet mekan Hocamın ruh ve kemiklerini sızlatmanın anlamı yok. Ektiğini biçecek.

 Diğer muhalefet ve yandaş partiler, şimdilik etkili ve yetkili söz söylemiyorlar.

 Kimisinde istifalar başladı. Kurultayı topluyor.

 Kimisi yol kenarına park ettiği otobüse, resmini koydurmuş. Gelene geçene:” Ben de varım. Beni unutmayın ha!” Diyor. Kimisi uyarılarını kırmadan dökmeden yapıyor.

 Şahsi kanaatim:” Sayın Bahçeli kükreye kükreye Cumhur ittifakını, dolayısıyla Sayın Erdoğan’ı dipdiri, capcanlı görüyor. Fersah fersah ileriye geçmiş oyla tekrar Cuhurbaşkanımız olacaktır.” Diyor.

 Sayın Destici, Cumhur ittifakı içerisinde desteğini ve uyarıcılığını tatlı dille aktarıyor.

 Sayın Erbakan ve Sayın Perinçek arada bir ses veriyorlar. Verdikleri ses Cumhur ittifakına yakışıyor.

 Gelelim AK Parti’ye: AK Parti’nin kuruluşundan bu yana, halkta hiç bitmeyen bir  kanaat var. “Halk, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a veriyor oyunu.” Bu kanaat o gündür bugündür hala dipdiri duruyor.

“ İnadına Erdoğan” diyenler çoğunlukta.

“Erdoğan’dan başkası bizi temsil edemez.” “ Ah şu pahalılığı bir normale çevirse” diyenler daha da çoğunlukta.

“ Mevcut liderler içerisinde, Erdoğan’ın eline su dökecek kimse yok”. diyenler var.

“ Benim bildiğim Erdoğan, ne yapar ne yapar halkı rahatlatacak bir yol bulur” diyenler, AK Parti’yi ve Sayın Erdoğan’ı iyi bilenlerdir.

 “Bu fakir de aynı kanaattedir.”

“ Şunu açıkça belirtmekte fayda görüyorum.” Bu kadar ekonomik sıkıntıda vatandaş, “Hala çözerse yine Erdoğan çözer” diyorsa,

 Sayın Erdoğan yirmi yıldır bu milletin siyasetine, inancına, kesesine, huzuruna, gelişmesine, yarışmasına, sağlığına, kültürüne, sanayine, askerine, memuruna, işçisine, iş adamına, ailesine, tanıtımına, cesaretine, hak arayışına, diplomasisine, demokrasisine, say sayaildiğin kadar. Çok güzel hizmetler vermiş.

 Yoksa halk körü körüne destek vermez.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.