SEN DE Mİ DEMİYORUM; SEN DE DİYORUM!

Çok iyi niyetli izlenim vererek yollara çıkanların, İslam’a, müslümanlara ve ülkeye nasıl zararlar  verdiklerine  çoğu kere hep birlikte şahit olduk.

Fetö en canlı ve iz bırakan taze bir örnektir.

İmam- Hatiplerden mi  nefret ettikleri bilinen bir gerçekti. Fetö gibi, Süleymancılar, Haydar Baş’çılar da aynı yolu takip ede geldiler. Yani İmam- Hatip düşmanı oldular.

Bu kervana, her konuda otorite olarak konuşan, ekranlarda reyting malzemesi olan, İslamı ilkel ve yaşanılamaz bir din olarak göstermeye çalışan, dünya- ahiret bir yaşam biçimini sadece kisveye, kılık – kıyafete indirgeyen, yani ekranlarda şov yapan Cübbeli lakaplı Ahmet Ünlü de katıldı.

Zaman zaman müslümanların hatta  İslam’a mesafeli olanların bile aklını karıştıran, uzaklaştıran, dinden soğumalarına neden olan yersiz çıkışlar yapmasıyla da dikkatleri üzerine çekti.

Neyin nerede, ne zaman, nasıl söylenilecegini, zamanın şartlarını, sözlerin sahihliğini,  maslahatı dikkate almadan; derinlemesine inip künhüne vakıf olmadan peygamberimiz’e(as) isnat edilen sözleri ulu orta zikretmesinin cahillik değilse, bir amaca hizmet ettiği ilk akla gelen durumdur.

Hatta hadis diye kimi sözlerin, Kuran’a aykırı olduğu halde söylenmesi de cehaletin bir başka versiyonudur.

Kan, açıkça ayette yasaklandığı halde, bir sahabenin Resulullah’ın kanını ve idrarını içtiği ve bu durumun hoş karşılandığı, hatta taltif edildiği şeklindeki sözler de bu zatın ağzından cesurca dillendirilmiştir.

Yanmayan kefen, deve idrarının şifası gibi sözler de insanları dine mesafeli durmaya zorlamıştır.

 Biliyorum hemen savunmaya geçeceksiniz. Büyük bir alime söz söylemek haddin değil, O büyük âlim, sen kimsin! diye itiraz edecek epey bir kesim vardır.

Bunun nedeni: kişinin ünlü olması, cehalet, itirazsız biat, kolay kandırılma ve teslimiyettir.

Söz söylemenin, itiraz etmenin, sorgulamanın “cıss” olduğu bir ruh halinin ve ortamın direnişi ile karşı karşıyayız.

Böyle zatlara itiraz, eleştiri, haşa dinden çıkmakla eş değer görülüyor hipnotize olmuş kalabalıklarca.

Kuran’ın metodları hep sümen  altı ediliyor. Aklınızı kullanın, tefekkür edin, tedebbür edin vb. bunlardan bir kaçıdır.

İbrahim as örneğinde olduğu gibi yaratılışın sorgulanması, Sahabenin vahiy dışında, Resülullah’a farklı görüş bildirmeleri, yine Hz Ömer’e, doğru yoldan saparsan seni şu kılıçlarımızla doğrulturuz diyen bir cemaatin olması kuru teslimiyeti, biatı dışlayan rivayetlerdir.Sorgulamanın, yani taklitten tahkike geçişin müşahhas örnekleridir.

Ana konuya gelirsek;  sivrilenlerin İmam -Hatip karşıtlığının nedeni ne olabilir? Nedir bu nefret?

Sorgulayan, direnen, kolay biat etmeyecek gençler olmalarıdır.

Bu okulların eksikliği, yanlışlığı, zayıf eğitimi , müfredatı olabilir . Bu eksikleri, başarısızlıkları, eğitimin yetersizliğini vurgular, yapılması gerekenleri söylerseniz, öneride bulunursanız doğruyu yapmış olursunuz.

Toptan ret ve kapatılma talebi art niyetli değilse, cahil cesaretidir.

 İmam -Hatiplerin olması gereken yerde olmadığını biz de söylüyoruz.

Her konuda konuşan birinin yaptıkları bence cahilliktir had bilmezliktir.Ya da birilerine, ya da derin güçlere hizmet amaçlıdır.

Tarihten, fıkıhtan, Kuran’dan, hadisten konuşmakla hızını alamıyor, siyasetin de göbeğine dalıyor.

İstihbarat konuşuyor, emniyetten, Mitten bahsediyor, mafya ile ismi geçiyor, cemaatleri jurnalliyor, silahlandıklarını haber veriyor, jet Fadıl’da olduğu gibi, muhiplerinin mülk almalarına katkı sağlıyor, kandırılmalarına kapı aralıyor.

Biraz kafayı çalıştırsa matematik, fizik, tıptan da konuşacak!

Ey müslüman halkım! Dininizi kaynaklardan okuyarak öğrenin! Kulaktan dolma bilgiler sizi cahil bırakır, eksik bilirseniz, tam teslimiyet gösterirsiniz.

Sonuçta fert ve toplum olarak çok hezimetlere uğrarız. Uyanık olalım, öğrenelim, Aklımızı kiraya vermeyelim.

Haa! İmam -Hatiplerden dinsiz, hain, alçak çıkmaz. İstisnalar varsa genellemek büyük yanlış olur.

Evet Sen de, bize göre dine zarar veriyorsun, birilerine hizmet ediyorsun.

Biraz sussan iyi olacak.Sen de birilerine hizmet ediyorsun bu durumda