CUMHURBAŞKANLIĞI VE MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİMLERİ 1

Siyaset yapmaktaki amaç, halka maddi ve manevi hizmet etmek için halktan oy istemek, halktan destek görmek, çoğunluğun oylarını alarak koalisyonlu veya tek başına hükümet kurmak, iktidar olmaktır.  Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılından bu yana uyguladığı siyasi metotlarla genel ve yerel seçimlerde hep birinci parti oldu. Tek başına hükümetlerini kurdu. İktidarıyla da Türk milletini […]

Yayınlama: 12.03.2023
A+
A-

Siyaset yapmaktaki amaç, halka maddi ve manevi hizmet etmek için halktan oy istemek, halktan destek görmek, çoğunluğun oylarını alarak koalisyonlu veya tek başına hükümet kurmak, iktidar olmaktır.

 Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılından bu yana uyguladığı siyasi metotlarla genel ve yerel seçimlerde hep birinci parti oldu. Tek başına hükümetlerini kurdu. İktidarıyla da Türk milletini memnun edecek çok güzel, çok önemli, çok kalıcı hizmetler yaptı.

Referandumlarda da istediği destekleri halkımızdan aldı. Bu destekleri çok iyi değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine erişti.

 Sayın Cumhurbaşkanımız yılların verdiği siyasi, ahlaki ,iktisadi, sosyal ve kültürel iç ve dış olaylar ve benzeri milletimizi ilgilendiren tüm maddi ve manevi hizmetleri, maharetini kullanarak partisini 20 yıldır iktidarda tutmayı başardı.

Türkiye Cumhuriyeti’nde bu kadar süre iktidarda kalan 2. sırada bir genel başkandır Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Cumhur ittifakını oluşturan AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik

Partisi’nin bu başarıda payının olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Gelişmelere bir de muhalefet cephesinden bakalım. Millet İttifakını oluşturan partilerin tamamı Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine karşıdırlar. Onlar” Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” ifadesi ile siyaset yaptıklarını zannediyorlar. Onların siyaset anlayışlarını ise halkımızın kahir ekseriyeti kabul etmiyor. Amaçlarının sadece ve sadece Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bulunduğu makamından indirmek olduğuna inanıyor.

Bu günlerde muhalefet..yani Millet İttifakı güçlendirilmiş parlamenter sistem tezini söylemez oldu. Altılı masadakiler, mutabakat metinleri ifadesini herhangi bir açıklama yapmadan söylemeye başladılar.

Millet ittifakını oluşturan partilerden CHP, HDP’nin PKK , YPG, PYD ve Kandil”in siyasi temsilcisi olduğunu bir türlü ifade edemiyor. Siyasi başarısızlığını HDP ile gizli ve aşikar işbirliği yaparak telafi etmeye çalışıyor.

Selahattin Demirtaş ,Ahmet Türk Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyor.

TBMM’sindeki HDP’liler bazen adayımız olacak diyor. Bazen Sayın Kılıçdaroğlu’na yeşil ışık yakıyor. Şimdilik bir muammadır gidiyor

 İyi Parti Genel Başkanı Sn. Meral Akşener” HDP’nin olduğu yerde biz olmayız” diyor.

Deva Partisi Genel Başkanı Sayın Ali Babacan HDP’lilere” Partiniz kapatılırsa geliniz bizden aday olunuz” dedi

Millet İttifakını oluşturan 6’lı masa partililerin üçünün liderlerinin durumu böyle.

Altılı masanın DP, GP, SP siyasi parti liderleri ise, bu konuda adeta etliye sütlüye pek karışmadan vaziyeti idare etmeye çalışıyorlar. Onların derdi, çabaları pastadan ne kadar pay alırlarsa onu almaktır.

Yani muhalefet cephesinin hali pür melali böyle.Yani bu konuşan 3 lider. Üçünün de görüşleri ayrı .Diğer üçü ise” Pastadan pay kapma peşinde”dedim. Aslında hepsi de öyle diyebiliriz.

Kısaca tekrar bir bakalım.:” Millet İttifakı 12 Şubat 2022’de kuruldu. CHP ,İP,SP,DP,DEVA P,GP liderleri ayrı ayrı zamanlarda 12 defa bir araya geldiler. Bir türlü Cumhurbaşkanlığı adayını açıklayamadılar.

6 Mart pazartesi Cumhurbaşkanlığı adayını açıklamak için tekrar toplanılacağı duyuruldu.

Ne var ki bu duyuruya rağmen, bu zamana kadar milletvekilliği seçiminde CHP hariç diğer siyasi parti liderlerinin, eşit olma listelerine karşı çıkan Sayın Akşener,( Sayın Kılıçdaroğlu listelerdeki eşitliğe sahip çıkıyordu) aynı zamanda Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olması halinde seçimi kazanamayacağını da devamlı hissettiriyordu. Söylüyordu.

Nitekim 12. toplantıda altılı masanın Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayacağı 6 Mart pazartesi toplanma kararına rağmen, aynı toplantıda, diğer liderlerin Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olması konusunda ittifak halinde olmaları, Sayın Akşener’in” Sayın Kılıçdaroğlu ile seçimi kazanamıyoruz” görüşünü devre dışı bıraktı. Bunu hazmedemeyen Sayın Akşener altılı masayı terk etti. Yani 6’lı masayı devirdi.

Sayın Akşener’in 6’lı masayı devirip dışarı çıkması ve genel merkezine gelmesi, partisinin yetkililerinden kimler varsa onlarla görüşüp, kararını açıklaması için ekranların karşısına çıkması fazla uzun sürmedi.

Sayın Akşener ekranların karşısına çıkınca öyle bir konuşma yaptı ki, zehir zemberek. Amiyane tabirle” Diremini yiyen i. kudurur” misali, etkisinde, aklında, fikrinde ne varsa döktü saçtı. Tecrübeli bir siyasetçinin  yapmaması, söylememesi gereken her şeyi söyledi ve yaptı. Anlaşılan hırsının kurbanı oldu.

Eminim ki, ekranları başındakiler şaşırıp kalmışlardır. Herkes bilebildiği kadar yorumlar yapmaya başlamıştır. Siyasetle uğraşan ve siyasetçileri dinleyen çoğu kişi,” Millet İttifakı çöktü. 6’lı masa dağıldı” demişlerdir. Nitekim o günlerde gazeteci yazarlar köşelerinde aynı kanaati paylaşmışlardır.

             Evet, altılı masayı devirme olayı sonucu, ne garipti ki  aynı gün Sayın Akşener ekranların karşısına çıktı ve o – enterasan- konuşmasını yaptı .

            Beş Mart”ta 5 genel başkan tekrar Saadet Partisi genel merkezinde bir araya geldi. 5 saat konuştular. Daha önce belirledikleri 6 Mart Pazartesi toplanma saat ve yerini yinelediler ve dağıldılar.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.