KAHROLSUN EMPERYALİZM

Yazılı sınavı kazandıktan sonra İstanbul’a mülakata çağrıldım. Kayseri’ye dönüşte annem sonucu sordu, kazanamadığımı söyledim…

“Çalışmadın mı? Bilmediğin yerden mi sordular?” dedi.

Hayır hayır tam tersi! En iyi bildiğim yerden sordular, çokta güzel anlattım. Köylüleri, işçileri, emekçileri savundum ama elendim… Annem dayanamadı; “Bak oğlum; Onun arkasından, rahmetli babanda yetişemedi… Hep köylünün, işçinin hakkını savunur. Orakla yatar, çekiçle kalkardı! Başına gelmeyen de kalmadı. Babandan hiç mi ders almadın! Sen de patronların haklarını savunsaydın, belki talihimiz değişirdi.” dedi.

Evet, ben de talihimizi değiştirmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum…

Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi, İşletme bölümünü iyi dereceyle bitirdim. Yabancı dil biliyorum. Haklı olarak da gözüm yükseklerde. Uzmanlık ve Müfettişlik ilanlarının çoğuna başvuruyorum. Son sınav da, yazılıda başarılıydım. Ama mülakatta tam tersi! Heyetin karşısındayım; “24 Ocak 1980 ekonomi kararlarını yorumla” dediler.

 Bir insan da şans olursa, bu kadar olur! Bununla ilgili kitaplar okudum, tartışmalarda bulundum. Sular seller gibi biliyorum. Başladım anlatmaya…

24 Ocak’ta Bakanlar Kurulu, Başbakan Süleyman Demirel başkanlığında toplandı. Teknokrat olarak da, Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal vardı. Demirel; “Alınan kararların, kemer sıkmanın acıtıcı olacağını ve hiç hoş olmadığını” söyledi. Dolar 35 TL’den 70’TL ye çıkarılarak %100 devalüasyon oldu! Gübrenin fiyatı 7 kat artırıldı! Başta şeker olmak üzere; Demire, çeliğe, akaryakıta, kömüre, çimentoya bütün KİT ürünlerine ve her şeye büyük zamlar yapıldı. Gece yarısı, Resmi Gazete mükerrer basıldı ve bunlar yayımlandı. Arkasından ABD’ye IMF’ye teleks çekildi. %100 devalüasyon ve IMF’nin istediğinden daha fazla yapılan zamlar bildirildi. ABD’den 98 milyon dolar, IMF’den 190 milyon dolar borç alınacaktı. Alınan kararların devamında, Dünya Bankası ile niyet mektubu imzalandı. Ekonominin tüm denetimi bunlara devredildi. Türk hükümeti ekonomik karar almadan önce Dünya Bankasından izin alacaktı. Özal açıklama yaptı; “Bu yıl enflasyon %50 olacak diye ama sene sonunda %100 oldu! 24 Ocak kararları işçilerin, emekçilerin, köylülerin ölümü, sermayenin zaferi diye heyecanlı heyecanlı konuşuyor,heyette büyük bir şaşkınlıkla beni dinliyordu. İyice gaza gelip vitesten attım! Bütün inancımla var gücümle;

KAHROLSUN SERMAYE!

KAHROLSUN AMERİKA!

KAHROLSUN EMPERYALİZM!” deyip bitirdim.

Heyetin nutku durdu! Daha yaşlı olan başkan, kendisini toparlayıp, “Evladım, sen nerede olduğunu biliyor musun?” dedi.

“Biliyorum efendim” dedim. Hayır, hayır… bilmiyorsun! Senin ayakların burada ama kafan başka yerde! Sokağın ilerisin de İşci Sendikası var. Sen orayla burayı karıştırmışsın. Burası Türk – Amerikan ortaklığı bankanın genel müdürlüğü. Yani sermayenin merkezi. Biz Müfettiş arıyoruz doğru ama bu sen değilsin!” dedi.

Bu olay yıllar önceydi, işe girip girmediğimi şimdi ne iş yaptığımı soran olursa; Kardeşimle birlikte ortak ticaret yapıyoruz. 30 yıldır uluslararası bir firmanın Tır, kamyon, traktör bayiliği yapıyoruz. 27 yıldır da döviz bürosu çalıştırıyorum! Amerikan Doları alıp, satıyorum…