RAHMETLEANIYORUZ,RUHU ŞAD OLSUN

Atatürk, Karaman Doğumlu Bir Türkmen kızı olan Zübeyde Hanım ve iyi bir aile reisi olan Ali Rıza Beyin oğludur. Özellikle Zübeyde Hanım oğlu Mustafa’yı çok severdi, Atatürk’te annesine düşkündü. 1881 Selanik doğumlu olan Atatürk orada yaşadığı zaman diliminde çok dinli, çok milletli, çok mezhepli ve çok Irklı bir toplum içerisinde yaşadı.  Bunların hepsi Atatürk’ü etkiledi […]

Yayınlama: 09.11.2021
A+
A-

Atatürk, Karaman Doğumlu Bir Türkmen kızı olan Zübeyde Hanım ve iyi bir aile reisi olan Ali Rıza Beyin oğludur. Özellikle Zübeyde Hanım oğlu Mustafa’yı çok severdi, Atatürk’te annesine düşkündü. 1881 Selanik doğumlu olan Atatürk orada yaşadığı zaman diliminde çok dinli, çok milletli, çok mezhepli ve çok Irklı bir toplum içerisinde yaşadı.  Bunların hepsi Atatürk’ü etkiledi ve en doğruyu bulmasına katkı sağladı. Ve din olarak “İslam’ı, lider olarakta Hz. Muhammed’i ”seçip kabul etmesinde bunlar etkili oldu.  Türk inkılabının mucidi olan Atatürk üç konu üzerinde çok hassas davranmıştır. Bunlar Türk tarihi, Türk dili, İslam Dini ile barışık olmuş kavga etmemiştir. Liderlik kabiliyeti Atatürk’ü hırslı yapmış, “tek adam” , “yalnız adam” yapmış ve radikal kararlar almasını sağlamıştır. O, daima birinci olmayı benimsemiş, ikinci olmaya tahammül etmemiştir. En çok neyi ve kimi seversin diye sorulduğunda; yer olarak Ankara’yı önder insan olarak Hz. Muhammed’i severim demiştir. Şunları söylemiştir: “Meclis Ankara’dadır, kurtuluş savaşı oradan idare edildi ve Milli ordu orada kuruldu” demiştir. Hz. Muhammed’i ise, “ dünya da insanlar üzerinde ve sosyal hayatta en büyük inkılabı yaptığı için” demiştir.

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

 Atatürk, . Ayasofya da kandil gecelerinde okunan mevlit ve Kur’an- ı canlı ve naklen yayınlatmıştır. 100.000 Kur’an meali ve bir o kadar da Sahih-i Buhari bastırarak dağıttırmıştır. İslam dininin özüne dönüşünü yani yeniden diriliş projesini ( İslam Rönesans’ı) başlatmıştır. Çanakkale ve Sakarya savaşlarının yıl dönümlerinde bütün askeri şehitler için Askeri karargâhta,  “Hatim” okutup dua ettirmiştir. Atatürk, Türk milletini bir araya toplayan ve birliği sağlayan en önemli bağın din olduğunu belirtmiştir. O,  4000 adet bilimsel kitap okumuş; 58 yıllık ömründe 54 hutbe hazırlamış ve yazmıştır. İslam kongreleri düzenlemiş, 30 İslam’ı cemiyet kuruluşunda görev almıştır. Hindistan, Pakistan ve Afganistan Müslümanlarıyla görüşmüş ve oralarda İslam’ı cemiyetleri kurulmasına yardım ederek onların Türk milletine yardım etmelerini sağlamıştır. Hatta Kurtuluş savaşında oralardan Anadolu’ya askeri birlikler yardım için gelmiştir.  Diğer ilahi dinleri de; Yahudilik ve Hristiyanlığı da incelemiştir.  Atatürk, batı sömürgeciliğine ve batı emperyalizmine karşı dik durmuş onlarla barışık olmamıştır. Bugün dahi Lozan’ı tanımayan Amerikalılar Atatürk’ü sevmemişlerdir.  Atatürk, etrafındaki yağcılara hiç aman vermemiş, onları dinlememiş hamlelerini boşa çıkarmıştır. Onları ya azarlamış ya da işlerine son vermiştir. Buna örnek olarak şunu verebiliriz. Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak ve bazı milletvekilleri ve birkaç general trende yolculuk yapmaktadırlar. Bir ara bir milletvekili Atatürk’ün kaldığı kompartımana girerek kulağına bir şeyler fısıldar ve gider. Atatürk kızar, kaşlarını çatar ve durumu Fevzi Çakmak’ a anlatır. Atatürk’ün kulağına fısıldanan konu şudur: bir diğer kompartımanda muhafız kıtasına mensup yüksek rütbeli bir subayın namaz kıldığını ihbar ederek yağcılık yapmak ister. Bunun suç olduğunu düşünerek durumdan kendine vazife çıkarmak ister. Ancak bu kişi Atatürk’tür. Milletvekilinin bu tavrını hiç tasvip etmez. Kızarak şu talimatı verir. “ bu adamı ilk istasyonda indirin, bizimle yolculuk yapmasın ve ilk seçimde de onu milletvekili listesine koymayın.” Ve bu emri aynen yerine getirilir.  Atatürk, bölge barışını sağlamak ve Türkiye’nin güvenliğini garantiye almak için çeşitli ülkelerle askeri ittifaklar yapmıştır. 1934’te Balkan ülkeleriyle “Bakan Paktı, 1937’de Sadabat Paktı’nı kurdurmuş, 1936’da” Montreux anlaşmasını” yaparak Boğazlar komisyonunu kaldırmış ve yetkinin tamamen Türkiye’ye verilmesini sağlayarak tam bağımsız olmasını sağlamıştır. Ve bunun üzerine “Bağımsızlık benim karakterimdir” demiştir. “söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” diyerek vatana çok önem vermiştir.. 10 Kasım 1938 yılında Dolmabahçe Sarayında hayata gözlerini yummuştur,Allah rahmet eylesin.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.