UMUDA YOLCULUK

Yahya Kemal Beyatlı Sessiz Gemi şiirinde duygularımıza ne güzel tercüman olmuş. Artık demir almak günü gelmişse zamandan;Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli…. Gündemde Rusya-Ukranya savaşı var. Kanal […]

Yayınlama: 11.03.2022
A+
A-

Yahya Kemal Beyatlı Sessiz Gemi şiirinde duygularımıza ne güzel tercüman olmuş.

Artık demir almak günü gelmişse zamandan;Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli….

Gündemde Rusya-Ukranya savaşı var. Kanal kanal geziyorum hemen hemen hep aynı haber. Muhabirler,spikerler, yorumcular değişse de alt yazılar hep aynı.Küresel güçler iki seçenek sunuyor. Kalırsan vururum,gidersen kurtulursun yani ölmek ve yaşamak!

Gözüm otobüslere trenlere takılıyor. Koşar adımlarla nefes nefese.Bir anda yüreğim cızlıyor. Kimi son anda yetişiyor kimide kaçırıyor treni. Kaçıranlar umutlarını bir sonraki sefere saklıyor. Nasıl bir tahliye nasıl bir kaçış?Tren tren- otobüs otobüs. Hava ve deniz yolu kapalı.Bu nedenle uçak yok gemi yok.Herkesde bir telaş bir telaş.Sağ kurtulabilirsen ne âla.

İnsan olan kendi vatanından kaçar mı diye sorası geliyor? Evet kaçıyor, göçüyor, tahliye ediliyorlar zorla. Bu yüzden koca koca şehirler,köyler boşalıyor. Huzur buldukları evler boşaltılıyor.

Evet,Tek arzuları ölmemek, kalkan son arabaya yetişmek. Kolay mı öğle tahliye olmak,göçüvermek. Hemde Rus bombaları altında. Her yer târumar… Otobüslere trenlere binenlere bakıyorum.Gözler nemli şubatın soğuğunda yol almaya çalışıyorlar.

Kucaklarında bebeler, yanlarında bir kaç bavul, küçük sırt çantaları…

Bir kaçıştır,bir sürgündür, bir dramdır bu göçler. Sevdiklerini, servetlerini geride bırakıp gitmek ne acı..! Nereye gideceklerini kestiremeden başlıyor yolculuk. Daha dün alınan arabalar, odaları süsleyen vitrinler, kuştüyü yataklar artık hiç biri mutlu etmiyor. Mutluluk adına alınan ne varsa hepsini geride bırakıp gitmek ne acı Hayata gözlerini açtığın, anılarla dolu dolu geçen baba ocağını terk edip gitmek ne acı..!

ABD;dün Afganistan da,Irak da ne yaptıysa aynısını bugün Rusya yapıyor.Kime karşı Suriye ve Ukranya’ ya karşı. Esed güçlerine destek veriyorum diyerek aylarca Haleb’i Haseke’yi İdlib’i Hama’yı Humus’u vurmadı mı? Görünürde rejim güçleri vuruyordu. Ama perde arkasında Rusya vardı. Daha dün gibi hatırlıyorum. Halep’te insanların nasıl tahliye edildiklerini.

Türkiye sayesinde.Sayın cumhurbaşkanımız devreye girmiş, insani koridorun oluşturulması için yine taşın altına elini koymuştu.

Tüm savaşların ortak yönü acımasız ve zalım oluşuydu. Göçmenlerin ülkeleri farklı,hikayeleri farklı olsada hüzün ve göz yaşları aynıydı. Şimdi Onlar yarınlar adına göçüyor. Umutları yeşertmek için göçüyor. Ölmemek için göçüyor. Sabahında doğan güneşi görmek için göçüyor.

Peki insanlık bunun neresinde? Küreselleşen ve kutuplaşan dünyada kimi ülkeler mazlumlara sonuna kadar kapılarını açıp misafir ederken kimi ülkelerde zalimce tavır sergiliyor. Suryeli mültecilere duvarlar ören kapıları kapatanlar bugün Ukranya halkı için kucak açıyor .Elbette açsınlar açılması gerek ancak mesele müslümanlar ya da islam olunca batının tavrı değişiyor. Şikayetim; çifte standarlara,ikili oyunlara.

Ne diyordu şair?

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler

REKLAM ALANI
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.