ZEHİRLİ GIDALARDAN KURTULAMADIK

İnsanoğlu canlılar içinde Allah’ın yarattığı en kıymetli varlıktır. Hayvanlar, bitkiler dahil tüm canlılar beslenme ve su olmazsa yaşayamayacak olan varlıklardır. İnsanların, hayvanların canlı tüm varlıkların hayatta kalabilmeleri için hava, su ve diğer gıdalar olmazsa olmaz ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar temiz, sağlıklı olursa onu tüketen canlılara hayat verir ama temiz ve sağlıksız olursa faydadan çok zarar verir […]

Yayınlama: 24.11.2023
A+
A-

İnsanoğlu canlılar içinde Allah’ın yarattığı en kıymetli varlıktır. Hayvanlar, bitkiler dahil tüm canlılar beslenme ve su olmazsa yaşayamayacak olan varlıklardır.

İnsanların, hayvanların canlı tüm varlıkların hayatta kalabilmeleri için hava, su ve diğer gıdalar olmazsa olmaz ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar temiz, sağlıklı olursa onu tüketen canlılara hayat verir ama temiz ve sağlıksız olursa faydadan çok zarar verir ve onu tüketen canlılarda türlü hastalıklara sebep olarak zarar verir.

Şehrimiz büyüdükçe buralarda hizmete sunulan gıda maddelerine ihtiyaç artmıştır. Zira bu şehirlerde yaşayan insanların ihtiyaçları olan temiz gıda ve temiz suya kendi çabalarıyla ulaşmalara ortadan kalkmaktadır.

Bakkallar, manavlar, marketler, kuruyemişçiler, unlu mamüller üreticisi ya da satıcıları şehirlerde yaşayan insanların temel beslenme ihtiyaçlarını temin eden esnaf gruplarıdır. Bunlara pazarcıları ve seyyar satıcıları da ekleyebiliriz.

Bu esnaf grupları bir yandan kendileri rızıklarını temin ederlerken diğer yandan şehir, köy ya da kasaba halkının temel ihtiyaçlarını zamanında temin ederek kamu hizmeti yapmaktadırlar.

Hizmetlerin en güzeli de düzenli ve sağlıklı, güvenli şartlarda yapılan hizmetlerdir. Aksi halde hizmet hizmettir ama insanların gözünü gönlünü doyurmayan sağlığını bozan hizmetler faydadan çok zarar getirir, getiriyor da.

Acı bir gerçektir ki özellikle başta şehir merkezi olmak üzere kenar semtler ve mahallelerimizde yıkanma imkanı olmayan kuruyemiş cinsi yiyecekler (Ceviz içi, leblebi, hurma, pestil, dut kurusu çeşitli çekirdekler) ile unlu mamüller (Simit, poğaça, ekmek, kete, tatlı çeşitleri ve diğerleri) açık havada ve her türlü kirli ve mikroplu hava ortamlarında satılmakta ve sanki alay edercesine vatandaşın sağlığı ile oynanmaktadır.

Farklı zamanlarda bu konunun gazeteler ve sosyal medyada dile getirilmesi belediyelerin bazı tedbirleri alıp uygulamaya koyması ama sürekli denetim yapmaması sebebi olumlu bir sonuç alınamadı. Vatandaş kirli ve zehirli gıdalar tüketmeye devam ediyor.

Biz biliyoruz ki Türkiye insanımız hakkını arama, itiraz etme kültürü yeterince gelişmemiş insanlardır ya da söylenmeyi iyi beceren evinde, iş yerinde, arkadaş ortamında devamlı şikayetçi olan ama söyleme, itiraz etme, dilekçe verme kültürü gelişmemiş ya da ben yapmayayım da başkası yapsın anlayışında bir toplumuz. Dolayısıyla bu konuda da on yıllardır sağlıksız ortamda satılan gıda ürünlerini sanki zehir satın alıyor gibi alıp tüketiyoruz ama dişe dokunur, dikkat çeken hiçbir itirazımız da olmuyor.

Bugün ister Melikgazi, ister Kocasinan ya da diğer ilçelerimizin çarşı merkezindeki ya da semtlerindeki esnaflara hijyen şartlarında gıda ürünlerinin satışı için belediyelerimiz talimatlar gönderse ve hiçbir kaygıya kapılmadan sık sık takibini yapsa inanıyorum ki esnafımız buna razı olur ve beklenen tedbirleri alarak sağlıklı satış şartlarını uygulamaya koyar.

Öyleyse ne duruyoruz zehirli gıda satışı ve tüketiminden kurtulmak için belediyeler, esnaflar, sivil toplum ve insanımız olarak elimizden gelen tedbirleri alalım ve uygulayalım. İnanın bundan hepimiz karlı çıkarız. Selam ve dua ile

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.