DON VİTO CARLEONE

Mario Gianliuigi Puzo’nun ölümsüz eseri. Don Corleone, Vito Corleone ve nice efsane karakter… The Godfather filmi kuşkusuz ki hepimizin çok sevdiği muazzam bir hikâye. Kısa bir süre önce hayata veda eden efsane aktör Marlon Brando’nun, Francis Ford Coppola’nın yönettiği “Baba” (The Godfather) filminde canlandırdığı “Don Vito Corleone” karakteri, “Tüm Zamanların En İyi Film Gangsteri” seçildi […]

Yayınlama: 17.06.2021
A+
A-
Mario Gianliuigi Puzo’nun ölümsüz eseri. Don Corleone, Vito Corleone ve nice efsane karakter… The Godfather filmi kuşkusuz ki hepimizin çok sevdiği muazzam bir hikâye. Kısa bir süre önce hayata veda eden efsane aktör Marlon Brando’nun, Francis Ford Coppola’nın yönettiği “Baba” (The Godfather) filminde canlandırdığı “Don Vito Corleone” karakteri, “Tüm Zamanların En İyi Film Gangsteri” seçildi
Aynı adlı romanından esinlenerek sinemaya aktarılan filmini izlemeyeniniz var mı?
Marlon Brando… Büyük Amerika İtalyan mafyasının lideri olan Don Carleone’yi nasıl canlandırmıştı?
Hepimiz bu filmi nefesimiz kesilerek izledik. Değil mi?
Ben kitap düşkünü olduğum için ve maalesef daha önce hikâyeyi okumuştum.
Kitabından daha da etkili tek filmdir benim nazarımda The Godfather.
Francis Ford Coppola… Romana bambaşka bir hayat vermişti.
Yaşı kırkın altında olanlar (!) Belki ne bu romanı okumuştur, ne de bu filmi seyretmiştir.
Roman esası itibarı ile bir mafya güzellemesi değildir.
Fonda kirli ve pislik işlerin içerisindeki polis, emniyet, vali, bakan, yargı mensupları ve üst düzey siyasetçileri de anlatır.
Mario Gianliuigi Puzo’nun bu romanı iki milyar insan tarafından okunmuştur.
Romanın Francis Ford Cappola tarafından çekilen filmi. Altı milyar kez izlenmiştir.
Don Carleone!.. Eserde… Mafya babası… Organize suç örgütü lideri (Sedat Peker gibi diyebiliriz)…
Romanda ve filmde öldüğü zaman insanlar gözyaşları içerisinde kaldı.
Romanda ve filmde iş birlikçi siyasetçiler, yargı mensupları öldüğü zaman da millet bir “Oh!.” Çekti.
Neden acaba?
Mario arkası arkasına mafya ile ilgili romanlar yazmaya devam etti.
Bir kısmı filmlere konu oldu.
Bir şeyler anlatmaya çalıştı.
Asıl çıbanın başını tarif etti.
Millet o kısmını pek anlamadı.(Anlamaz olur muyuz?  Merkep gibim anladık. Ama ne çare?)
Al Pacino’ya falan takıldı.
Ve geldi ve geçti.
Toplumun hafızası Japon balığından daha uzun değildir.
Hafıza tazelemek için bir tavsiyem daha var.
Konu ile ilgili “kült” bir dizi var. 
“Boardwalk Empire.”
Gençler mutlaka izlesin.
“Ya bu olaylar Amerika’da oluyor falan filan!. Demeyin.”
Yürü git!. Derler adama.
O filmlerde, o dizilerde gördükleriniz bizim bölgemizde yaşananlara kıyasla pamuk prenses ve yedi cüceler masalıdır.
Aklınızı başınıza devşirmeniz için mutlaka bir Marlon Brando,
Mutlaka bir Don Carlione’ye mi ihtiyacınız var erenler canlar…
Atlantik City’den gelip Nucky Thompson mu anlatsın yaşadığınız derin bilinmezlikleri!!!
Diyeceksiniz ki “Bize ne!..” Hepimiz bu karmaşıklığın bir parçasıyız. Aman kimse siyasi sonuçlar çıkarmasın biz film dünyasını işledik kitapseverler…
O zaman hadi canlar bana eyvallah!..
Yazarın Günlüğü: 
Yine bir özel köşe ile beraberiz kitapsever dostlarımız. Toplum içinde birçok kalbi güzel insan ile karşılaşıyoruz. Bu zamanlarda inanın iyi insan bulabilmek o kadar zorlaştı ki. Herkes bir çıkar bir uyanıklık peşinde anacığım… Olsun ümidimiz var hala, helal süt emen kişileri bulmak zor olsa da bulunca bırakmamak lazım dostlar. Efendim gazete ve dergi dağıtımında alanında saygın bir kuruluş olan Aydın dağıtım ve sayın dostlarımız İbrahim Aydın Bey ve Müge Erenay hanıma Adana’mıza yakışır bir şekilde şahsıma ilgi gösterdikleri için ne kadar müteşekkir olsak azdır. Ayrıca bir diğer kitapsever dostumuz ise  mobilya montaj alanında kamu yararını hayatının ön planına almış, gariban dostu, yardıma ihtiyaç duyulduğunda her an her yerde hazır bulunan İstikbal mobilyanın değerli çalışanı Serhat Kaptan kardeşime sonsuz teşekkürlerimizi bir borç biliriz…

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.